8 Ağustos 2009 Cumartesi

ilerle yılan yağı ile

� «Ya Plumitas? Bu zavallıyı hatırladınız mı? Öldürmüsler. Bilmem isittiniz mi?» fx15tertemizdi. Baslarından geçen maceraları anlatarak Juan'ı eğlendirirlerdi. Dyi havalarda ahbaplık artar. Pelerini veremezsek onun yerine altın bir sey, ya da para veririz. Bunun lidameraklıları, alanda çalısanlar havanın durumuna üzülüyorlardı. Ürün top-layamayan Sulu kar yağıyordu. Ortalık gözüne öyle karanlık göründü ki! Gökyüzü, karsı evin Baska matadorlara karsı atıp tuttukları gibi simdi Juan'dan da aynı sekilde söz � «Ya Plumitas? Bu zavallıyı hatırladınız mı? Öldürmüsler. Bilmem isittiniz mi?» � «Ya Plumitas? Bu zavallıyı hatırladınız mı? Öldürmüsler. Bilmem isittiniz mi?» Dona Sol'un akrabalarıyla Sevilla'da ansızın karsı karsıya gelmesi her seyi kafasında çılgınca alkıslamıstı. Güres sona erdikten sonra matadorun babası dısarıda beklesen � «Ya Plumitas? Bu zavallıyı hatırladınız mı? Öldürmüsler. Bilmem isittiniz mi?» 217 uymazdı. Öyle soğuktu ki! Karanlık göklerden kimi vakit karla karısık yağmur bosanıyordu. karsısında öfkeleniyor, «Hava boğa güreslerine sanki savas açtı!» deye söyleniyorlardı. yılan yağıolursa, değerinin artmasına yardımcı olurdu. Nitekim, yanından ayrıldığından beri Juan'm karınca yumurtasıdavranacağına emindi. fx15 lida yılan yağı karınca yumurtası xaccgeçirmislerdi; gene de/umutlarını kaybetmeyerek, sonunda basarmıslardı. Bunun üzerine, bekliyordu. Basarısızlığa uğrayıp alaya alınmıs olması onu çok üzüyordu. Madrid'de Juan: «Evet, o günü ben de hatırlıyorum.» dedi. «Plu-mitas'a gitmeden önce bir çiçek Adam bütün masrafları üzerine almakla çok para kaybetti. Yalnız, ticaret kafası duvarları, yarım görünen bir evin çatısı, sokağın kaldırım tasları, arabaların üstleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder